Hold culpable
Sorunu sor hemen cevaplansın.
hold culpable teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- blame
- suçlamak
Sadece kendimi suçlamak zorundayım.
-I have only myself to blame.
Tom sadece kendini suçlamak zorunda.
-Tom has only himself to blame.
- blame
- {i} kabahat
Hayır, kabahatin bende olduğunu düşünmüyorum.
-No, I don't think that I am to blame.
- blame
- {i} suç
Sadece sen değil aynı zamanda ben de suçlanacaktım.
-Not only you but I also was to blame.
Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.
-Tom always tries to blame someone else for his failures.
- blame
- {f} suçla
Kimse kaza için suçlanmadı.
-Nobody was to blame for the accident.
Kaza için seni suçlamıyorum, senin hatan değildi.
-I don't blame you for the accident; it was not your fault.
- blame
- {i} suçlama
Senin hataların için beni suçlama.
-Don't blame me for your mistakes.
Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.
-Tom always tries to blame someone else for his failures.
- blame
- mesulü olmak
- blame
- ayıplama kabahat
- blame
- töhmet
- blame
- sorumlu tutmak
- blame
- {i} sorumluluk
- blame
- blamefulnesskabahatlilik
- blame
- {i} bir suç veya başarısızlığın sorumluluğu, suç, kabahat, töhmet
- blame
- {i} kusur
- blame
- (Askeri) AYIPLAMAK, TAKBİH ETMEK, KABAHAT
- blame
- blamefulkabahatli
- blame
- kahrolası
- blame
- {i} kınama
- blame
- masum
Tamamen masum olmadığını biliyorum, sen de suçun birazını paylaş.
-I know you're not completely innocent, you too, share some of the blame.
İlgili Terimler
hold culpable teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- blame
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.